Yazılım ve Yarış
Yazılım ve Yarış
Kurgumuz, programlanmamız, genetiğimiz ya da yazılımız hep sanki “daha iyi” olma üzerine imiş gibi yönlendiriliriz. Bu daha iyi görelidir, bir tür yönlendirme ve hatta dayatmadır. Halbuki doğa daha iyi üzerine değil, daha farklı üzerinedir. Sanki var oluşumuz daha iyi üzerine değil daha farlı üzerine şekillenir.
Yazılım sektörü de hep daha iyisi üzerine yarışa, dehşet bir yarışa sürüklemiş durumdadır. Dur durak bilmeyen, hep daha iyisi, daha, daha iyisi diye sonsuz döngüde debelenmektedir.
Var oluşun merkezine kedini koyduğundan başka türlüsü de mümkün olamamaktadır. Evrenin için de ki özne evren ile birlikte, evrensel ve özel etkileşimler ile daha iyi, güzel arayışı içinde semiyotik davranışsal üzerine şekillendiğinde daha farklısı ortaya çıkar. İyi, kötü gibi sıfatlar insanlara aittir. Bir taşın doğa için deki varlığı anlamı, farkı tüm doğanın tarihsel oluşumu, evrimi ve geleceği içinde açıklanabilir, taşın varlığı, farklılığı da doğanın oluşumuna bağlıdır. Doğa da taş ile doğal bütünlüğünü sürdürebilir.
Biz rakiplerimiz ile yarış değil, dayanışma içinde, daha iyisi gibi tekçi kavram yerine ortak varlığı ve tekil özneyi etkileyecek daha güzel farklılaşma ve ifadelendirme gibi çalışma ve üretim tarzları belki daha nitelikli yaratıcılıkların da önünü açabilir. Burada sistemsel bir dayatma içerisinde olduğumuz muhakkak. Biz daha iyi olmak için diğerini tasfiye etme üzerine kurulu çarkın içerisindeyiz. Diğerlerini yok edelim ki, pazara tek başımıza hükmedelim. Pazarın gelirine de sadece biz, sahip olalım. Sonra istediğimiz gibi Pazar ile oynayalım. Hatta pazarın genetiğini değiştirelim. Bu pazarın da asıl öznesi insanlar olduğunu da bilelim. Sonra bu yaptığımızı evrenin oluşumsal bir özelliği gibi sunalım ve buna inandıralım ki kimse farklı bir yazılım içerisine de giremesin. Bize, bizim yazılımıza daima mahkum olsun.
Yazılım ve yarışın doğru diyalektiği doğru bağı yoktur. Yarış daima, diğerlerini geride bırakmaya, onların en iyisi olup, onlar üzerinde psikolojik, ruhsal veya ekonomik hükümranlık kurmaya evrilen süreçlerin parçasıdır.
Oysa geleneksel kültürümüzde yeri de olan imece yani ortaklaşa ve dayanışmaya dayalı yazılımsal hareket mevcut insanlığın birikimi ile de hareket ederse, insanlık ve evren için mükemmel iyiliklerin kapısını aralayacak yazılımları da yapabilir.